Taşlık Kilikya’ya Yolculuk

Toros Dağları hem doğanın hem de tarihî dokunun çok zengin olduğu bir dokudur. Hatta Akdeniz Uygarlığı bir Toros Dağları Uygarlığı’dır dersek yanlış olmaz. Fakat yine de bunu sizin deneyerek görmenizi ve Toroslar’ı bu bakış açısıyla yaşamanızı öneririz. Böyle bir öneride bulununca da sizlere bir gezi programı çizmek görevi bize düşer. Toroslar Antalya’dan başlayıp, Doğu Anadolu’ya kadar uzanan bir sıradağ. Bizim konumuz olan Mersin Torosları’na coğrafi olarak “Bolkarlar,” Bolkarlar’ın sahildeki uzantısı durumunda olan kısmına da (tarihî bir isim vermek istersek) “Taşlık (veya Dağlık) Kilikya” denir. Adana Toroslar’ı olarak bilinen Aladağ’ı anlatmayı bir sonraki yazıya bırakarak isterseniz gelin Taşlık Klikya’yı beraberce gezelim. Mersin’in günümüzdeki ismi Ayaş, tarihî ismi Elause Sabeste olan bölgesinden Toroslar’a, çıkıp, Mut’a kadar tamamen Toros dağları üzerinde sürecek olan yolculuğumuzda; 800 ile 1700 metre rakımlar arasında seyahat edeceğiz. Altı hafif yüksek bir araçla yapılabilen bu yolculukta inanamayacağınız kadar çok tarihî mekânı ve onun kadar da doğal güzelliği ziyaret etme şansımız olacak.

Merhaba Toroslar

Arabanızı Ayaş Bölgesi’ndeki Elause Sebaste Amfi Tiyatrosu’nun bulunduğu bölgeden sağa dönüp bir yere park ediniz. Amfitiyatro’yu ve antik tapınağı gezdikten sonra arabanızla yolunuza devam etmeden önce, ören yerinin bekçisinden Nekropol’ün (antik mezarlık) yerini öğrenmenizi öneririz. Başka hiçbir yerde karşılaşamayacağınız kadar görkemli anıt mezarları burada, portakal bahçeleri içinde saklanmış olarak göreceksiniz. Antik Mezarlığı gezdikten sonra İmirzeli Köyü’nün yoluna girip taş lahitler arasında yolculuğa devam etmelisiniz. Toros dağları üzerinde 1 gün boyunca (yaklaşık 200 kilometre) yapacağınız yolculuğun asfalt olmayan tek parkuru burasıdır. 15 kilometrelik sağlam stabilize olan bu yolu takip ederken, 10. kilometrede solunuzdaki vadinin içinde gördüğünüz tarihî kalıntılar Çatıören Harabeleri’dir. Bu harabeleri uzaktan gördükten sonra yolunuza devam ederseniz İmirzeli Köyü’ne varacaksınız. Köyün girişindeki kahvede mola verip bir çay içmeli ve köylü ile sohbet etmelisiniz. Orada İmirzeli Ören Yeri’nin bekçisi Şuayip’i sorarsanız size antik kenti gezdirecektir. Ama asıl Kovancılı Çukuru’nun yerini sormalısınız.

Uzaydan Gelenlerin Açtığı Çukur

Kovancılı Çukuru’nun bir göktaşı düşmesi sonucu oluştuğunu düşünüyoruz. Yaklaşık 150 metre çapındaki çok düzenli bir çukur olan Kovancılı UFO avcılarının dikkatini çekecek kadar ilginç. İmirzeli’den sonra yolunuza Cambazlı yönünde devam etmelisiniz. Artık bundan sonra yolunuzun asfalt olduğunu bilmenizi isteriz. Cambazlı’da, Alakilise’yi ve kral mezarlarını gezdikten sonra Uzuncaburç’a doğru yol alınız. Daha önceki bir yazıda daha detaylı olarak anlattığım Uzuncaburç’ta Zeus ve Thyche Tapınakları, Zafer Kapısı, Amfi tiyatro ve kente ismini veren kule (Uzuncaburç) görülmeye değer. Bence öğle yemeği ihtiyacınızı da ören yeri içinde gözleme ve sıkma yapan Yörükler’in mekânında gidermelisiniz.

Karacaoğlan’ı Görelim mi?

Uzuncaburç’tan sonra oraya sadece 4 kilometre uzaklıktaki Ura antik şehri ve su kemerlerini gezip tekrar geri dönüp Mut’a doğru yönelmelisiniz. Bir müddet gittikten sonra yolunuzun üstünde Karacaoğlan işaretini görünce bir karar vermelisiniz. “Karacaoğlan’ın mezarını görüp mü, yoksa görmeden mi yolumuza devam edelim?” Şayet mezarı görmeye karar verirseniz sola dönmeli yoksa devam etmelisiniz. Görmeye karar verdiyseniz işaretler sizi önce Karacaoğlan Köyü’ne, sonra şairin mezarı olduğu iddia edilen tepeye taşıyacaktır.  Mezarı ziyaret ettikten sonra yolunuza geri dönmeden devam ederseniz çok güzel vadilerden geçerek tekrar Mut yoluna çıkacaksınız. Mut’a 10 kilometre kalmışken Kozlar Yaylası - Mavga Kalesi levhasını görüp sağa dönmelisiniz. Artık havanın kararmış olduğunu düşündüğümden Mavga kalesini gezmeden yayladaki Doğa Otel’de konaklamanızı öneriyoruz. Akşam yemeğini yayladaki lokantalarda yiyebilirsiniz.

Rüzgarın Yarattığı Şahaser

İkinci gün ise otelde yayla usulü kahvaltı yaptıktan sonra (bilgiyi de oradan alarak) Mavga Kalesi’ni gezmelisiniz. Mavga Kalesi sadece tarihî yapısıyla değil, rüzgârın yarattığı inanılmaz doğa güzelliğiyle de doyamayacağınız bir yer. Arkasından Mut’u, Mut’tan 30 kilometre uzaklıktaki (Konya yolu üzerinde) Alahan Manastırı’nı gezdikten sonra, Silifke üzerinden geri dönebilirsiniz. Dönüş sırasında da gezebileceğiniz yerler bulunuyor. Bunları daha sonraki yazıları takip ederek öğrenmeniz mümkün.

Bilgi

Karacaoğlan’ın Hayatı Karacaoğlan’a

Adana-Mersin yöresinde birçok yer sahip çıkmakta. Bu da doğal çünkü birincisi ozan bu dağlarda bir yerde durmadan dolaşıp durmuş. İkincisi artık efsane haline gelmiş olan Karacaoğlan belki de bir kişi değil. Birçok kişiye Karacaoğlan sıfatı yakıştırılmış olabilir. Ama buna rağmen Karacaoğlan’ın Adana’nın Feke yöresinde doğduğu ve Mut’un Karacaoğlan Köyü’nde öldüğü genel bir kabul haline gelmiştir.

*Destinasyon Programı ve Fotoğraflar, S. Haluk Uygur’un “52 Hafta Adana ve Çevresi” kitabından alınmıştır.

 

REZERVASYON FORMU