En Yüksekten Düşen Şelale;
Kapuzbaşı
Avrupa’nın
en yüksekten düşen şelalelerini düşünün lütfen… Bir de dünyanın… Acaba kaç
metre yüksekten düşmektedirler? Ama bu kaç metre sorusu biraz karmaşık. Aslında
karmaşık olan kaç metre sözü değil de, yüksekten düşme deyimi ile ne ifade
edildiğidir. Şimdi bir akarsu hayal
edin, eğer belli bir eğime sahipse, su kendiliğinden aşağılara kadar yuvarlanıp
gidecektir. Ancak benim bahsettiğim yüksekten düşmenin dik bir kayalıktan
aşağıya yuvarlanma olduğunu söylemeliyiz.
Rakamlar Konuşsun
Kavramda
anlaştıktan sonra şimdi rakamlara bakalım isterseniz. Herkes bir iddiada
bulunabilir fakat iddiaları gerçek yapan tek şey matematik, yani rakamlar.
Örneğin dünyanın tartışmasız en bilinen şelalesi Niagara, 55 metreden düşüyormuş…
Düşüyormuş diyoruz, çünkü Google böyle söylüyor bizde onun yalancısıyız.
Dünyanın en yüksekten düşeni ise Uganda’daki Viktoria imiş ve 100 metreden
düşermiş. Avrupa’nın en yüksekten düşeni hangisi peki? Burada google’ın şaşırdığı kesin, çünkü iki ayrı şelale,
üstelik ikisi de Türkiye’den “biz Avrupa’nın en yükseğiyiz “diyor. Üstelik
bunlardan Erzurumlu Tortum” Asya’nın da en büyüğü benim” diye iddia ediyor.
Düşme yüksekliği ise 50 metre.
Nereli Olduğunu Bilmiyor
Garibim
Tortum
Erzurumlu... “Ben en yükseğim” diyen ikinci bir şelale daha var ama henüz
nereli olduğuna bile karar verilmemiş garibimin. Garip dedik ama bizce garip
denilecek en son şelale o aslında. Çünkü Kapuzbaşı Şelaleleri beşi çok görkemli
olmak üzere çok sayıda kardeşten meydana geliyor. Bu beş kardeşin en yüksekten
düşenine Elif adını takmışlar… Tam 77 metre yüksekten düşüyor. İkincisi Güney
Şelalesi de ona yakın yükseklikte. Takım Şelaleler denilen üçlü gurup bile 50
metreden yüksek.
Dünyanın En Yüksekten
Düşen İkinci Şelalesi
Madem
Google’da yazılanlardan çok rakamlar konuşacak, biz de konuşalım o zaman,
Dünya’nın en yüksekten düşen ikinci, Avrupa’nın ise birinci şelalesi Kapuzbaşı
Şelaleleri olsa gerek. Aladağlar Millî Parkı yöneticileri de broşürlerine böyle
yazmışlar. Yukarıda garibimin nereli olduğuna bile karar verilememiş diye
yazmıştık hatırlarsınız. Çünkü Adana-Kayseri sınırı bu tam şelalelerin olduğu
yerden geçiyor, Güney’i Adana’da, Elif’i Kayseri’de bırakıyor. Yani Elif’in
suları bile çıktıktan hemen sonra Adana’ya geçip, kentimizi kent yapan Seyhan’a
karışıyor. Yani Kapuzbaşı tam bir Adanalı… Hadi biraz taviz verelim yüzde 50
Adanalı deyip ortayı bulalım isterseniz.
Bileşik Kaplar Usulü İle
Akan Şelale
Bu
arada diyelim ki verilen rakamlarda şaşırmış olalım, bizim şelalemizden daha
yüksekten düşenler de var. İnanın ki yüksekten düşmekten daha önemlisi düşme
şekilleri. İsterseniz şimdi bir kez daha birlikte düşünelim… Koca bir kaya
kütlesi düşünün. Dört bir tarafı da dik kayalık olsun. Yani suyun cazibe ile
akıp gelebileceği bir yer olmasın. Ama bu kayanın içi su dolu bir depo gibi
olsun ve kaya da bulduğu yarıklardan inanılmaz bir debiyle dışarıya su
boşaltsın. Haliyle iki şeye şaşırıyorsunuz… Birincisi; Seyhan’ı oluşturacak
kadar yüksek debili bu su dimdik duran bu kayaya nereden doluyor? Bilgililer
bunun cevabını suyun bileşik kaplar sistemiyle buraya dolduğundan bahsediyor.
İkincisi… Elif Şelalesi ile ilgili; kayanın yarıklarından sanki bir Yörük
kızının el işi dantelâsı gibi süzülerek akan Elif gibi güzel başka bir şelale
var mı? Bunun cevabını bilgililer değil, siz vereceksiniz. Onun için de
görmeniz lazım.
Nasıl Gidilir?
Madem
şelale 2 vilayete ait, ikisinden de gidecek yol olmalı. Ancak unutmamalısınız
ki kış ayları her iki yol da kullanılamaz. Kayseri Yahyalı’dan ulaşan yol yeni
asfaltlandı ve ortalama 80 kilometre. Adana Aladağ’dan ulaşan yolun son 25
kilometresi henüz orman yolu ve dar. Aladağ Kapuzbaşı arası da yaklaşık 70
kilometre… Aladağ’dan sonraki yolda işaretler basit levhalara yazılı olduğu
için dikkatli olmalısınız.
Nerede Kalınır?
Son
yıllara kadar sadece kamp çadırı ile gidenler konaklayabilirdi. Ancak Yahyalı
yolunun asfalt yapılmasıyla birlikte çok sayıda misafir alan Kapuzbaşı’nda çok
sayıda pansiyon ve kır lokantası açıldı. Gittiğinizde yer bulabilirsiniz ama
yine de gitmeden önce rezervasyon yaptırmalısınız.
*Destinasyon
Programı ve Fotoğraflar; S. Haluk Uygur’un “52 Hafta Adana ve Çevresi”
kitabından alınmıştır.