Adania’nın Tanrısı
Tarhunda’yı Ziyaret
Tarhunda’yı
anlatmadan önce size Adania’dan bahsedelim.. İçinizden bazıları yahu Adana
tamam da, “Adania nedir?” diye sorabilir. Adania; Adana’nın bilinen en eski
ismidir. O kadar eskidir ki, bu özelliği Adana’ya “İsmi değişmeden kalan en
eski kent” unvanını kazandırır. Adania isminin ne kadar eski olduğuna gelince
biz sadece bilimsel verilere önem veririz. En Eski Kent Hitit kralı I.
Arnuwanda’ya ait ve MÖ 1550 yılına tarihlenmiş bir kitabede, kralın; “Adania
diye bir kentle savaştım, kentin önünden bir nehir akıyordu, nehrin üzerinde de
bir köprü vardı” diye yazması o verilerden biridir. Dikkat ederseniz o kitabe
“…önünden bir nehir akıyordu, nehrin üzerinde de bir köprü vardı” diyerek, az
çok Adania’nın yerini de tarif etmiştir. Bu tarif Adana’nın en eski yerleşim
yeri olan Tepebağ’a cuk oturmaktadır. Bu arada Arnuwanda’nın kitabesine daha
şüpheci yaklaşan kişiler de olabilir. Önünden nehir akan birçok kent var. Nehir
ve kent varsa köprünün de olması beklenir,
belki de Adania ile Adana aynı yer değil!” diye itiraz edebilirler.
Adania Tanrısı
İşte o zaman Adania Tanrısı Tarhunda’nın,
Adana Arkeoloji Müzesi’nde bulunan devasa heykelini ikinci veri ve kesin kanıt
olarak sunmak zorunda kalabiliriz. Sunabilmek için de Tarhunda’yı bizim
görmemiz ve incelememiz lazım. Tarhunda aslında bir Hitit tanrısı. Anamur’dan Amanoslar’a kadar uzanan bölgenin
o zamanlar ki (4000 yıl önceki) ismi olan Kizzuwatna Krallığı da Hititler’e
bağlı federal bir devlet. Dolayısıyla da tanrılar ortak. Büyük Hitit Devleti
yıkıldıktan sonra ise; Geç Hitit Devletleri dediğimiz küçük devletlere
bölünüyor. Adana’da da Kizzuwatna krallığı hüküm sürüyor. Tarih aşağı yukarı
800… Milattan önce 800 ama. İşte Tarhunda Heykeli bu döneme ait.
Arabalı Tanrı
Adana
Müzesindeki “Arabalı Tarhunda Heykeli” çok ama çok önemli bir heykel. Boyu iki
metreyi geçen heykel, boğaların çektiği bir araba üzerinde ayakta duran fırtına
tanrısını temsil ediyor. Heykelin görsel güzelliği yanında, kitabesinde “Ben
Adania’nın tanrısıyım” diye yazması da önemini artırıyor. Tarhunda’nın;
Adana’nın Tuzla Beldesi civarında bir tarlanın içinde bulunduğunu düşünürsek,
Adania ile Adana’nın aynı yer olduğunun kanıtını da bulmuş olmamız, ayrıca
önemli. Tarhunda’yı görmek maksadıyla ziyaret edeceğiniz Adana Arkeoloji
Müzesi’nde, en az onun kadar önemli birçok eseri de görüp zenginliğinizi
arttıracağınızı umuyoruz.
Adana Arkeoloji
Müzesi’nin Paraları
Adana
Arkeoloji Müzesi özellikle sikke yani tarihî para koleksiyonu açısından çok önemlidir.
Çünkü yörede yaşam sürmüş Tarsus, Anavarza ve Aegea (Ayas-Yumurtalık) kentleri
kendi adlarına para bastırma yetkisine sahip, büyük şehirler yani
metropollerdi. Dolayısıyla buralarda bastırılan paralar Adana Arkeoloji
Müzesi’nde toplandı.
Görülmesi
Gereken Beş Önemli Eser;
Dağ Kristali Heykelciliği; Geç Hitit Dönemi’ne aittir, yontma tekniğiyle yapılmıştır.
Akhilleus Lahti; Tarsus kazılarında çıkarılan, Troya savaşlarını yüksek kabartma biçiminde betimleyen “Akhilleus Lahti” Roma dönemine aittir.
Antropoid Lahit; Eski Mısır inancına göre, mumyanın dışındaki lahite ölen kişinin vücut ve yüz betimi işlenmiş, böylelikle kişinin ölümsüzleştiğine inanılmıştır. Bu eser Roma dönemine aittir.
Romalı Senatör Heykeli; Adana’nın Karataş ilçesinde yer alan, Magarsus Antik Kenti’nden
çıkarılan, insan boyutundaki bronz Karataş Heykeli’nin şair, politikacı ya da
soylu birine ait olabileceği düşünülmekte; halk ise heykeli “Romalı Senatör”
olarak adlandırmaktadır. Romalı Senatör
Heykeli de bölgemizde yaşanmış olan Roma dönemi ihtişamına işaret eder.
Böylesine önemli bir buluntuya sahip olmak bir ayrıcalıktır.
Taş Köprü Kitabesi; Kitabenin ortasında yer alan oval bir çelenk içerisinde, Osmanlı Padişahı Sultan Abdülmecid’in tuğrası ve dallarıyla bir papatya çiçeği işlenmiştir. Kitabe de ise Sultan Abdülmecid’in köprüyü sağlamlaştırmak adına tamir ettirdiği yazılmaktadır.
Biliyor musunuz?
Tarihi Milli Mensucat Fabrikası, yakın zamanda altı farklı müzeyi çatısında toplayacak bir müze kompleksine dönüşecek. Bunlardan ilki, Adana Arkeoloji müzesi 2017’de hizmete girdi ve 50 binden fazla objeye sahip. Müze kompleksi içerisinde açılacak diğer müzelerse, Kent Müzesi, Tarım Müzesi, Sanayi Müzesi, Etnografya Müzesi, Çocuk Müzesi ve Mozaik Müzesi olacak. 1907’den bu yüzyılın başına kadar kullanılan Milli Mensucat Fabrikasında ünlü yazar Orhan Kemal bir dönem memur olarak çalışmış, Bekçi Murtaza romanına da esin olmuştur.
* Müze Kart 300’den fazla müze ve ören yerine 1 yıllık giriş hakkı tanıyan Müze kart birçok büyük müze gişesinde 70 TL karşılığında satın alınabiliyor. Tek giriş 12 TL.
Adres: Döşeme
Mahallesi Ahmet Cevdet Yağ Bulvarı No:7, 01060 Seyhan
Telefon: (0322) 454 38 57
Kış
Dönemi: 08.30 – 17.00
Yaz
Dönemi: 09.00 – 19.00
Pazartesi günleri kapalı
Aklınızda Bulunsun …
Adana’nın Eski İsimleri
Efsaneye
göre Gök Tanrısı Uranüs; Adana ve çevresini oğulları Adanus ve Sarus arasında
paylaştırmıştır. Bu yüzden kente Adanus, önünden akan nehre de Sarus adı
verilmiştir. Ancak bu sadece bir efsane… Adana’nın tarih boyunca değişmeyen
ismi Adania’dır. Bazı dönemlerde Danuna, Adanava olarak anılsa da Adania ismi
her dönem var olmuştur.
*Adana
Destinasyonu, S. Haluk Uygur’un “52 Hafta Adana ve Çevresi” kitabından
alınmıştır.
*Fotoğraflar;
Mehmet Emin Arıcı